Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “hastalık ya da sakatlığın olmamasının yanı sıra bedensel, zihinsel ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hali” olarak tanımlanmaktadır. Hastalık ya da sakatlık nesnel (objektif) olarak saptanabilirken iyilik hali kişinin kendisini nasıl hissettiği ile ilgili olup öznel (subjektif) olarak değerlendirilir.

    Kişilerin bedensel, zihinsel ve sosyal bakımdan kendilerini iyi hissedip hissetmemesi çok sayıdaki faktör ile ilişkilidir. Eğitim, meslek, aile yapısı, gelenekler, inançlar, dünya görüşleri, değer yargıları, ekonomik koşullar, adalet sistemi, sağlık güvencesi, toplum güvenliği ve çevre koşulları iyilik halini ve dolayısıyla sağlığı etkiler. Bu faktörlerin rolü kişiden kişiye farklılık gösterdiği gibi aynı kişide zaman içerisinde de değişebilir. İyilik hali kişinin mutluluk ve tatmin düzeyini yansıtır. Bir başka deyişle o kişinin yaşam kalitesi ile ilgili algısını ifade eder. Yaşam şartlarına uyumları ve beklentileri farklı olan kişilerin yaşam kalitesi algılamaları da farklıdır.

    Dünya Sağlık Örgütü yaşam kalitesini “kişilerin yaşadıkları ortamdaki kültür ve değer sistemleri bağlamında amaçları, beklentileri, standartları ve endişeleri ile ilgili konumları konusundaki algıları”olarak tanımlamıştır. Yaşam kalitesi geniş kapsamlı bir kavram olup beden sağlığı, psikolojik durum, fonksiyonel yeterlilik, sosyal ilişkiler ve çevre ile ilişkilerden karmaşık bir şekilde etkilenir. Yaşam kalitesini değerlendirirken kişinin yaşadığı toplumun yaşam kalitesi indeksi de dikkate alınmalıdır. Yaşam kalitesi indeksi satın alma gücü, güvenlik, sağlık hizmeti, yaşam maliyeti, gelir düzeyine kıyasla emlak fiyatları, trafikte kalma süresi, kirlilik ve iklim indeksleri dikkate alınarak ölçülmektedir. Yaşam kalite indeksi ile ilgili dünya sıralamasında ülkemiz orta sıralarda yer almaktadır.

    Hastalıklar, sakatlıklar, olumsuz yaşam şartları yaşam kalitesini bozar. Bununla birlikte kişisel çabalarla yaşam kalitesini arttırmak her koşulda mümkündür. Yaşam kalitesini arttırmak öncelikli ve ulaşılabilir bir hedeftir. Yaşam standartlarını iyileştirmek bu hedefe ulaşmak için bir araçtır. Çevre kirliliği, hijyenik olmayan besinler gibi sağlığı ciddi şekilde etkileyen çevre faktörleriyle mücadele etmek toplumsal sorumluluklarımız arasındadır. Tütün ürünlerinin kullanılmaması, sağlıklı beslenme, bedensel ve zihinsel aktiviteler gibi yaşam tarzının düzenlenmesine yönelik yaklaşımlar hastalıklardan korunmanın yanı sıra yaşam kalitesi üzerinde de olumlu etkiler gösterir.